Suyun Tadı Nasıldır?

Alkali İyonize suyunun tadını belirleyen tek unsur şebeke suyunun niteliğidir.

Gerekçeleri aşağıda detayları ile açıklanmaktadır.

İyonizerler iki aşamalı işlevi olan cihazlardır. İlk aşamada filtrasyon, ikinci aşamada iyonizasyon yapılır.

1.      AŞAMA FİLTRASYON: Geleneksel filtre sistemlerinden farklı olarak iyonizerler seçici filtreleme prensibine göre çalışırlar. Şebeke suyu içindeki fiziksel, kimyasal, biyolojik unsurları ve ağır metalleri elimine ederler ama bu esnada mineral kaybına yol açmazlar. Dokuzar katmanlı iki adet filtre su güvenliği açısından kusursuz işlev görür. Temsil ettiğimiz her iki markanın da filtre sistemleri ilkesel olarak suya herhangi bir katkı eklemeyen, suyun doğal florasını manipüle etmeyen yüksek standartlı filtrelerdir.


2.      AŞAMA İYONİZASYON: Filtrasyonun hemen ardından iyonizasyon süreci başlar. Gelişmiş işlemci teknolojisi ile yönetilen plakalar, anot ve katot karakteristiğinde davranarak alkali ve asidik mineralleri birbirinden ayrıştırırlar. Alkali su, içme, çay-kahve ve yemek suyu olarak sunulurken; asidik su kişisel ve çevresel temizlik için başka bir kanaldan gönderilir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu aşamada da suya herhangi bir katkı katılmaz.

Bu iki sürecin sonunda ortaya çıkan suyun tat algısı tamamen şebeke suyunun standartları ile ilgilidir. Bu standartlar mevsimsel, olarak değişebildiği gibi; hafta, gün veya saat içinde bile farklılık gösterebilir. Aynı şehirde farklı adreslerde ve hatta aynı mahalle içinde birkaç blok mesafede su tadı farklı olabilir. Burada bahsedilen tat algısı ancak çok hassas damakların hissedebileceği çok küçük nüanslardır.

Suyun tadında en etkin unsurlar şebeke suyunun içerdiği minerallerin miktarı ve birbirine oranıdır. Özellikle magnezyum ve demir oranları tat algısında önemli etkenlerdir.

Yukarıda da anlatıldığı üzere, filtrasyon ve iyonizasyon süreçlerinin tat üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

Kullanıcılarımızın en az %95’i alkali iyonize suyun tadından çok memnundur. Büyük çoğunluk bu suyu kullanmaya başladıktan sonra diğer su tiplerini içemediklerini ifade etmektedirler.

İstisna bazı durumlarda ve çok hassas tat algısı kişilerde şebeke suyuna veya iyonizasyon seviyesinin oluşturduğu su sertliğine bağlı olarak göreli olarak olumsuz tat duygusu oluşabilir. Bu düşük istatistik grubundan gelen sorular ve yanıtları aşağıda listelenmiştir.

 

SIKÇA SORULAN SORULAR:

·         Suyun tadı çok sert, yumuşak içimli sular daha lezzetli olmaz mı?

Sertliği belirleyen ilk unsur şebeke suyunun sertlik değeridir. Ülkemizde su arıtma sistemleri yaygın olarak kullanıldığı ve bu sistemi pazarlayanlar ne yazık ki su değerleri hakkında bilgisiz olduğu için çok düşük sertlik değerindeki sular daha lezzetli gibi algılanır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) içilebilir suyun sahip olması gereken sertlik değerini 150-250 tds (Total Dissolved Solids) olarak tavsiye etmektedir. Daha da ötesi 250-500tds arası sular da içilebilir nitelikte kabul edilmektedir. Ancak ülkemizde ne yazık ki 30-40 tds sular bile arıtma sistemlerinde üretilip tüketiciye sunulmaktadır. Bu son derece tehlikeli ve zararlı bir sunumdur.

·         Bazen suyumuzda klor kokusu gibi bir koku oluyor.

İyonizerler filtrasyon esnasında kloru elimine ederler. Ek olarak, klor asidik bir element olduğu için iyonizasyon esnasında bir taraftan alkali su alınırken, diğer hattan gönderilir. Dolayısıyla klor eliminasyonunda her iki aşama da yani filtrasyon ve iyonizasyon aşamaları etkilidir. Bu iki sürecin sonunda eser miktarda klor kalabilir ama koku oluşturmaz.  Öte yandan iyonizasyonun doğal bir süreci olarak bir miktar H2O hidroksil OH ve H+ olarak ayrışır. Burada açığa çıkan hidrojen bir miktar koku verebilir. Bu koku, su sıcaklığı ve iyonizasyon oranına göre, ama en önemlisi şebeke suyunun iyon yapısına göre değişebilir. Böyle bir durumda suyu bir dakika kadar bekleterek içmek tavsiye edilebilir.

·         Suyumuz bulanık gibi görünüyor, tadı da hafif acı gibi.

Filtre ömürlerini kontrol etmek gerekir. Filtre sayaçları nizami görünüyorsa dahi, aşırı kontaminasyondan dolayı filtreler tıkanmış ve suyun debisi düşmüş olabilir. Bu durumda filtreleri değiştirmek etkili olacaktır. Bir diğer olasılık cihazın kendi temizlik döngüsünün yetersiz kalması ve iletim hatlarının daralmasıdır. Böyle bir durumda da aşırı iyonizasyon ve gösterilen değerden çok daha yüksek pH değeri oluşabilir. Basit bir sitrik asit bakım işlemi ile sorun çözülür.

« Anasayfa